ÜNİTE:
1.1 ETİK, GÜVENLİK VE TOPLUM
KAZANIMLAR:
1.1.1.1. Bilişim teknolojilerini ve İnternet ortamını kullanma ve yönetme sürecinde
dikkat edilmesi gereken etik ilkeleri açıklar.
1.1.1.2. Etik ilkelerin ihlali sonucunda karşılaşılacak durumlara örnek verir.
1.1. Etik Değerler
Etik ve Etik Değerler
Etik; bireylerin ahlaklı ve erdemli bir hayat yaşayabilmesi için hangi davranışlarının doğru, hangilerinin yanlış olduğunu araştıran bir felsefe dalıdır. Temelinde barındırdığı güzel ahlaklı, adaletli ve iyi insan olma özellikleri değişmese de zamana, bilimsel gelişmelere ve toplumun gereklerine göre etik kavramına yüklenen anlam değişebilmektedir.
Bir konuya ya da belirli bir meslek dalına özgü etik davranışların tamamı etik değerler olarak tanımlanabilir. Genellikle ahlak ile karıştırılır.
Etik ve Ahlak Farkı
Etik İlkeleri Ortaya Çıkaran Etkenler
Bir alanın evrensel etik değerlerinin belirlenmesi için o alanın toplum tarafından kabul gören ve görmeyen davranışlarının tanımlanması ve bireylerin bunlara uygun davranmalarının sağlanması gerekmektedir. Etik dışı eylemlere ilişkin yaptırımlar, çoğu zaman toplum tarafından belirlenmekte ve bu yaptırımlar gerekirse yasal düzenlemeler için belirleyici olmaktadır.
Günlük Yaşamda Etik
Günlük hayatımızın vazgeçilmez parçası hâline gelen bilişim teknolojileri; eğitim, sağlık, medya, iletişim, ticaret ve bankacılık gibi sektörler başta olmak üzere pek çok alanda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Bilişim teknolojilerinde yaşanan bu hızlı değişim ve yaygınlaşma, istenen bilgiye her zaman ve her yerde erişebilme imkânı gibi faydalar sunmasının yanı sıra bu teknolojilerin tam olarak anlaşılmadan kullanımına yol açmakta ve bu durum da beraberinde pek çok sorun ortaya çıkarmaktadır. Bu anlamda yaşanan sorunlardan birisi de zaman ve mekân sınırı olmaksızın erişilen bilginin doğruluğunun ve kaynağının tespitidir.
Etik İlkelerin Ülkelerin Gelişmişlik Düzeylerine Göre Değişimi
Gelişmekte olan ülkelerde toplumsal ve bireysel düzeyde artan rekabet ortamı, maddi kazanç sağlama ve bilginin kaynağından çok sonuca odaklanan yaklaşımlar, etiğin geri plana itilmesine yol açmaktadır. Gelişmiş toplumun önemli göstergelerinden birisi de gerek üretilen bilginin gerekse bu bilgiyi kullanan bireylerin etik kurallara uyup uymadıklarıdır.
Geleceğin bireylerinin şekillenmesinde bilginin üretilmesi kadar bu bilgilerin etik kurallara göre üretilip paylaşılmasını da sağlamak önem kazanmaktadır. Bu da etiğin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
1.2. Bilişim Teknolojileri ve İnternet Kullanımında Dikkat Edilmesi Gereken Etik İlkeler
Bilişim teknolojilerinin ve İnternet’in kullanımı sırasında uyulması gereken kuralları tanımlayan ilkelere bilişim etiği denir. Bu ilkelerin temel amacı, bilişim teknolojileri ve İnternet’i kullanan bireylerin yanlış bir davranış sergilemesine engel olarak onları güvence altına almaktır.
Buna göre bilişim etiği, bilişim teknolojilerinin kullanımı esnasında toplum tarafından kabul gören uyulması gereken kurallar bütünüdür. Bilişim teknolojilerinin kullanımında yaşanan etik sorunların dört temel başlıkta (fikrî mülkiyet, erişim, gizlilik ve doğruluk) ele alındığı görülmektedir. Aşağıda bu başlıklara kısaca değinilmiştir.
1.2.1. Fikrî Mülkiyet
Bilişim teknolojileri alanında geliştirilen ürünler özellikle yazılım alanında ise arsa, ev, bilgisayar kasası gibi maddi bir varlığın dışında somut olmayan bir kavramın sahipliği söz konusu olmaktadır. Bu durumda bu sahipliğin ispatı çeşitli sıkıntılar doğurmaktadır. Aslında günümüzde bu sorunlar müzik, edebiyat alanları için de söz konusudur. Hatta sanat alanındaki bu etik sorun, doğrudan bilişim teknolojilerinin gelişmesi ile çığ gibi büyümüştür. Bu tür eserlerin günümüz teknolojisi ile kopyalanıp dağıtılmasının oldukça kolay olması, asıl sahibine dair bilginin korunmasında önemli bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır.
Fikrî Mülkiyet Hukuku
Fikrî mülkiyet denince karşımıza hukuki ve etik boyutlar çıkmaktadır. Kimi sorunlar yasal olup etik olmazken kimi de etik olup yasal olmayabilmekte ya da iki boyut birden temelsiz kalabilmektedir. Bu nedenle fikrî mülkiyete ilişkin yasalar, günümüz koşullarına uygun olarak güncellenmeye muhtaç olmaktadır. Telif hakkı, patent, şifreleme gibi kavramlar da bu gereksinim sonucunda ortaya çıkmıştır. “Fikrî ve kültürel eserlerden bazıları Creative Commons (CC) organizasyonuna dâhildir.
Creative Commons, telif hakları konusunda esneklik sağlamayı amaçlayan, eser sahibinin haklarını koruyarak, eserlerin paylaşımını kolaylaştırıcı modeller sunan, kâr amacı gütmeyen bir organizasyondur. Bu organizasyona dâhil olan eserler, kaynağı belirtmek ön şartıyla belirli kısıtlamalar göz önünde bulundurularak kullanılabilir.
Attribution (Atırbıyşın) - Atıf: Eserin ilk sahibinin belirtilmesi koşulu. Bu koşulu barındıran lisansa sahip eserlerde, eseri yaratan ilk kişinin mutlaka belirtilmesi gerekiyor.
Share Alike (Şayerelayk) - Aynı Lisansla Paylaş: Lisans modelinin korunması koşulu. Bu koşula sahip eserlerin türetilmesi veya yeniden yayınlanması ancak onu barındıran yeni eserin de aynı lisansa sahip olması şartıyla gerçekleşebilir.
Non-Commercial (Nonkomerşıl) - Ticari Olmayan: Eserin ticari amaçlı kullanılmaması koşulu. Bu koşulu şart koşan eserlerin türevlerinin veya orijinallerinin sadece ticari olmayan ürünlerde kullanılması mümkün (Ticari amaçlı kullanmak için eser sahibine başvurmak mümkün.).
No Derivate Works (No dereveyt works)- Türetilemez: Eserin türevinin yaratılmaması koşulu. Bu koşulu içeren lisanslı eserlerin türevlerinin yapılmasına izin verilmemektedir eğer isteniyorsa sadece olduğu gibi kullanılması gerekir.
Ücretli Ücretsiz Yazılımlar
CC lisanslı eserler bu kısıtlamaların yalnızca birine sahip olabileceği gibi birden fazlasına aynı anda sahip olabilir. Bu eserlerin kısıtlamaları, eserin bulunduğu sayfanın alt kısmında görülebilir. Bilişim dünyasında yazılımları lisanslarına göre, özgür yazılımlar ve ticari yazılımlar olmak üzere ikiye ayırabiliriz.
Lisanssız yazılım kullanmanın etik uygunsuzluk yanında teknik sakıncaları da vardır. Firmalarca sunulan yazılımlar, zaman zaman güvenlik açıklarını kapatmak ya da ek özelliklerle donanmak amacıyla güncelleme alır. Lisanssız kullanılan yazılımlar, bu güncellemeleri alamaz ve bilgi güvenliği açısından bilgisayarları savunmasız kılar.
Telif hakları
İnsanların özgün olarak ürettiği eserleri koruyan bir sistemdir. Eseri üreten kişiler telif hakkı sahibi olarak eserin kullanım haklarına sahiptir. Çoğu zaman, yalnızca telif hakkı sahibi başka birinin eseri kullanma izni olup olmadığını belirler. Telif hakları, içerik üreten veya içerikleri kullanan herkes için önemli bir konudur.
Telif haklarının kanunu
Birçoğumuzun aslında aşina olduğu telif hakkının sembolü çember içinde bir “C” harfidir. © harfi üzerinde bulunduğu ürünün telif haklarının korunduğunu belirtir ve İngilizce “copyright” kelimesini ifade eder. Karıştırılma ihtimaline karşın markaların tescilli olduğunu gösteren harf ise çember içinde ‘R’ harfidir. ®
Telif hakları, ülkemizde fikri haklara ilişkin en temel kanun olan Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile korunmaktadır. Bu kanunun amacı, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek ve kurallara aykırı davrananları tespit ederek cezalandırmaktır.
Telif hakkı alınması
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunan eserler, eserin yaratıldığı andan itibaren başlayan doğal bir korumadan yararlanır. Yani bir kitap yazdığınızda doğal olarak koruma altına alınır. Bunun gibi bazı ürünlerde telif Hakkının doğması için tescile gerek yoktur.
Ancak bazı eser/ürün çeşitleri açısından zorunlu kayıt-tescil işlemi yapılması gerekmektedir. Bunun için Telif Hakları Genel Müdürlüğüne başvurulur.
Örneğin; yerli ve ithal bilgisayar oyunlarına ilişkin zorunlu kayıt-tescil işlemi yapılması gerekmektedir.
Telif hakları koruma süresi
Koruma süresi, eser sahibi yaşadığı sürece 70 yıldır. Eğer eser sahibi ölürse eseri oluşturduğu tarihten itibaren 70 yıl süresi devam eder.
Koruma sürelerinin dolmasıyla birlikte eser sahibine tanınan mali haklar sona erer. Bu sebeple koruma süresi dolmuş eserler, eser sahibinden izin alınmaksızın serbestçe kullanılabilir..
1.2.2. Erişim
Bu başlık bilgiye erişimi anlatmaktadır. Sıradan bir vatandaş için herhangi bir bilişim teknolojisi ürününden bilgiye erişim olarak düşünülebilir.
Örneğin herhangi bir arama sitesini kullanarak, istediğimiz bilgiye hızlıca erişebiliriz. Ancak bilgi daha özel bir formatta sunulmuş olabilir. Örneğin bir veri tabanında saklanıyor olabilir.
Bu durumda karşımıza üç sorun çıkmaktadır:
1. Bilgiye erişebilecek düzeyde bilişim bilgisi,
2. Bilginin yararlılığını test edecek düzeyde bilgi okuryazarlığı,
3. Bilgiye erişmenin varsa maddi karşılığı olan ekonomik güç.
Bilgiye Erişim ve Medya Okuryazarlığı
Günümüz insanı birinci sorunu aşmakta oldukça başarılı gibi görünürken, ikinci sorunun aşılmasında hâlâ güçlükler söz konusudur. Çünkü bilgi yığınları artmakta ve bu bilginin doğruluğunu test etmek güçleşmekte ayrıca son kullanıcı dediğimiz vatandaşın bunu test etme bilincinin eğitilmesi gerekmektedir. Üçüncü sorun olan ekonomik boyut için kütüphane veri tabanları bir çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda bilginin ücretsiz olması “Herkesin eşit derecede bilgiden yararlanmasını sağlar.” çözüm önerisi, fikrî mülkiyet ile çelişecektir.
1.2.3. Gizlilik
Bir önceki başlıkta bahsettiğimiz gibi, bir arama sitesi kullanarak bilgiye hızlıca erişim, herhangi bir kişi için sıradan bir davranış hâline gelmiştir. Bugün herkes aklına gelen her şeyi özgürce Google ya da Yandex gibi arama motorlarında aramaktadır.
Oysa ki her arattığımız şey ile birlikte hatta bilişim ortamında yaptığımız her eylem ile ardımızda “ekmek kırıntısı” olarak tabir edilen izler bırakıyoruz. Eğer birilerinin bizim bu bıraktığımız ekmek kırıntılarını takip ettiği hissine kapılırsak ne kadar rahatsız olacağımızı bir düşünün.
Bilgiyi Saklama Becerisi
Örneğin Google’da arama yaparken karşınıza çıkan reklamların, sizin daha önce ziyaret ettiğiniz siteler ve bunların içeriklerinden elde edilen verilerle tespit edilen ilgi alanlarınıza yönelik olduğunu görmüşsünüzdür. Sadece tarama yaparken değil, birçok kurum ve kuruluşa üye olurken dijital teknolojilerden yararlanıyoruz.
Örneğin hastane kayıtları. Çoğu hasta hastane kayıtlarının başka kişilerle paylaşılmasını istemez. İşte gizlilik dediğimiz kavram kişiye ait her türlü bilgiyi (ki bu bilgi sadece ad ve soyadı değil, kişinin duygu, düşünce, siyasi eğilim, dini inancı, planı, fantezi dünyası ve korku gibi bilgilerini de içerir) saklama becerisidir. Ancak bilginin saklanması dışında bu bilginin doğru kişilerle doğru zaman diliminde de paylaşılması gizlilik başlığını ilgilendirir.
1.2.4. Doğruluk ve Doğru Bilgiye Erişme
Tahmin edilebileceği gibi bilişim alanında şahsımıza ait bilgiler bizim dışımızdaki kişiler tarafından da kayıt altına alınabilmektedir. Ancak bu bilgilerin doğruluğu kimin sorumluluğundadır? Biz kendimize ait bilgileri kontrol etme hakkına sahip olmalıyız ve kendimize ait bilgileri kendimiz kodlayacaksak bunun sorumluluğunu da üstlenmek zorundayız. Ayrıca anonim bilgilerin doğruluğunun sorumluluğu kimde olmalıdır?
Örneğin, içeriğini kullanıcıların oluşturduğu bilgi paylaşım siteleri (wikiortamları) açık sistemlerdir. Bu sistemlerdeki verilerin doğruluğunun garantisi kimdedir gibi sorular bu başlık altında ele alınmaktadır.
İnternette Zararlı Bilgi Akışına Karşı Alınabilecek Önlemler
Günümüzde İnternet kullanıcıları, bilgiye kolay ulaşabilirken amaçları bu olmadığı zamanlarda da sıklıkla bilgi akışına maruz kalmaktadırlar. Bu bilgi akışı her zaman doğru ve iyi niyetli olmayabilir. Bu sebeple elde edilen bilgiler kullanılmadan önce bir dizi tedbir almak önemlidir.
Bu tedbirler:
- Kullanıcıya bilgi aktaran kanal (İnternet sitesi, sosyal medya hesabı), kaynak belirtmelidir. Kaynağı belirtilmemiş bilgiye şüpheyle yaklaşılmalıdır.
- Elde edilen bilgiler üç farklı kaynaktan teyit edilmelidir.
- Bilgiyi aktaran İnternet sitesinin adresi kontrol edilmelidir.
Alan adı uzantıları birçok İnternet sitesi için fikir verebilir. Örneğin;
.com ya da .net alan adı uzantısına sahip İnternet siteleri ticari amaçlı sitelerdir.
.gov: Devlet kurumlarının resmî sitelerinin uzantısıdır.
.org: Ticari amacı olmayan vakıf, dernek ve organizasyonların kullandığı uzantıdır.
.edu: Üniversite ve akademik kuruluşların siteleri için kullanılır.
.k12: Okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise gibi eğitim kurumlarına ait uzantıdır.
Bilgi edinilen İnternet Siteleri
Uzantılarına göre değerlendirilerek kaynak güvenilirliği konusunda bir kanıya varılabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin İnternet ülke kodu .tr’dir. Bu uzantıya sahip sitelere yönelik ülke içinde ayrı bir kontrol gerçekleştirildiği için bu sitelerin güvenilirliklerinin daha yüksek olduğu söylenebilir. Örneğin; Millî Eğitim Bakanlığının İnternet site adresi meb.gov.tr, Türkiye Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma Vakfının adresi de tema.org.tr’dir.
İnternet sitelerinin adreslerini tanımak
İnternet sitelerinin adreslerini tanımak, yalnızca doğru bilgiye ulaşmak için yeterli değildir. Aynı zamanda karşılaşılabilecek sahtecilik ve bilgi hırsızlığından korunmak için de çok önemlidir. Bir önceki etkinlikte e-okul başlığıyla listelenen birbirinden farklı adresler görmüş olmalısınız. e-okul gibi hizmetlere ya da bankaların İnternet sitelerine giriş yaparken bazı özel bilgiler girmeniz gerekir. Özel bilgilerinizi girdiğiniz sitenin doğru site olduğundan emin olmalısınız.
Görselde bir arama sonucunu görmektesiniz. Arama sonuçlarının en üstündeki mavi renkli kısım başlıktır. Arama sonuçlarının başlıkları link/bağlantı niteliğindedir. Yani tıklandığında bir İnternet adresine yönlendirilirsiniz. Hangi adrese yönlendirildiğinizi arama başlığından değil, başlığın altındaki -yeşil renkli- adres bilgisinden anlayabilirsiniz. Görseldeki arama sonucunun başlığına tıklandığında İnternet tarayıcınız www.altay.org.tr sayfasını görüntüleyecektir. Arama sonuçlarında görüntülenen diğer kısım olan siyah renkli metindeyse siteye ilişkin tanıtıcı bilgi ve açıklamalar görülebilir.
Yanlış Haberi Sorgulamak
İnternet ortamında karşılaşılan bilgilerin doğruluğunu teyit etmek ve ayrıca sahteciliğe maruz kalmamak için İnternet sitelerinin adreslerini tanımanın önemini görmüş olduk. Bundan ayrı olarak özellikle sosyal medyada ya da bazen İnternet sitelerinde çeşitli görseller manipüle edilerek ya da oldu- ğundan çok farklıymış gibi anlatılarak yanlış bilgilendirme, hatta kışkırtma yapılabilmektedir. Böyle durumlarda da görsele dayalı doğrulama yapmak mümkündür.
Bir paylaşım, insanları kışkırtıp şiddet olayları çıkarmak için yapılmış olabilir. Bu tip paylaşımları doğru kabul etmeden önce kontrol edilmek, istenmeyen olayların önüne geçecektir.
Bunu anlamak için;
Adım 1
Haberde kullanılan görselin üzerine sağ tıklayıp fotoğrafı bilgisayarınıza indirebilir ya da yine sağ tıklama seçeneklerindeki “bağlantı adresini kopyala” komutunu kullanabilirsiniz.
Adım 2
Bir arama sitesinin görsel arama sayfasını açıp işaretli yere tıkladığınızda sizden görsel yüklemenizi isteyecektir. Burada, bilgisayarınızda kayıtlı bir görseli yükleyebileceğiniz gibi görselin adresini ilgili alana girebilirsiniz.
Bu iki yoldan biriyle görselimizi yükledikten sonra arama motoru benzer görselleri listeleyecektir. Listelenen görseller arasında, aradığınız görselin aynısının daha önce paylaşıldığını görüyorsanız ilgili görseli tıklayabilir ve görselin bulunduğu İnternet sitesini açabilirsiniz. Böylece, paylaşılan bilgiyi inanı- lır kılmak için kullanılan görselin İnternet’te farklı bir ortamdan alınan bambaşka bir görsel olduğunu görebilir ve paylaşılan bilginin doğru olmadığını belirleyebilirsiniz.
Ödev:
Etik ilkeler ve bu ilkelerin ihlal edildiği durumlar ile ilgili en az iki sayfalık bir metin belgesi hazırlayarak aşağıdaki mail adresine gönderiniz.
Maile isim soy isim, sınıf ve okul numarası bilgilerinizi yazmayı unutmayınız.
egitimdebil@gmail.com
Önerilen program: Microsoft Word yada Google Dokümanlar
Bilişim Teknolojileri Öğretmeni: İshak BEZCİ
Son gün ve saat : Pazar gece 12.00
コメント